Akşener: Yerel seçimlere her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz

Akşener: Yerel seçimlere her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz

Akşener: Yerel seçimlere her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz,Kaynak, İYİ PARTİHaber bilgisiİYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dün Ayfonkarahisar Kocatepe Mitingi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı, “Gelin yerel seçimlere her birimiz ayrı girelim” çağrısının nedenini, “Bu ittifak sistemi Türkiye’yi gerçekten uçuruma sürüklüyor. Bütün partiler tek başına girip yerel seçimi gerçekten yerel seçim haline getirmek için gayret etmeli” sözleriyle açıkladı. Yerel seçimlerle ilgili olarak, “Her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz” diyen Akşener, yerelde bazı yerlerde anlaşmalar olabileceğini ancak ittifak sisteminde olduğu gibi partilerin bir araya gelip ortak aday belirlemesi gibi bir durum olmayacağını söyledi. Seçim yenilgisinin ardından uzun süre sessizliğe bürünen Meral Akşener, partisinin 24 Haziran’daki kongresinin ardından Afyonkarahisar Kocatepe’de kamuoyunun karşısına çıktı. Yeni dönem açıklamaları için Büyük Taarruz’un yıldönümü ve gerçekleştiği toprakları seçen Meral Akşener, 1 saati 10 dakika süren konuşmasında, seçim yenilgisi nedeniyle partisi ve ittifak ortaklarına ilişkin eleştirilerini dile getirdi, yerel seçimlerde izleyecekleri stratejinin ipuçlarını verdi. Akşener, mitingin ardından, kendisini izleyen gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı:Kocatepe konuşmanızda her ilde belediye başkan adayı çıkaracağınızı söylediniz. Bu kararınız İstanbul ve Ankara’yı da kapsıyor mu?Herkes iki büyük şehre odaklanıyor ama benim söylemeye çalıştığım şu: Genel seçimlerde başarısız olduk. Bu konuda kimseyi suçlamıyorum, altı siyasi partinin hepsi bir pay sahibi, sonuçtan sorumluyuz. Kamplaşan, kutuplaşan sistemlerde seçmenin tercihi, özgürlüğü kalmıyor. Yerel seçimler farklı. AK Parti, CHP, MHP, DEVA, Gelecek gibi bütün siyasi partilere seçime ayrı ayrı girmemiz açısından bir teklifte bulundum. Nereye gider, evrilir bilmiyorum. Biz arkadaşlarımızın talebiyle her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz. Bir şey daha söyledim, yerelde teşkilatlar birbiriyle çalışma yapabilirler. Bugünden bir şey söylemek mümkün değil. Ama şöyle bir durum var. Ucuz etin yahnisi lezzetsiz oluyormuş. Biz 2019’da kendimiz teklif ettik. Herkes belediyelerden genel müdürlükler üzerinden yürüdü. Bunu çok büyük hakaret saydım ben. Şimdi bütün listeleri çıkaracağım. Bakalım kaç tane genel müdürümüz varmış. ‘İttifak sistemi uçuruma sürüklüyor'(Yeni dönemde) çalışma her ilde kendi adaylarımızla seçimlere gitmeye yönelik organize olma yönünde. Bu ittifak sistemi Türkiye’yi gerçekten uçuruma götürüyor. Bütün partiler tek başına girip yerel seçimi gerçekten yerel seçim haline getirmek için gayret etmeli. Ben hem Sayın Kılıçdaroğlu’na, hem Sayın Bahçeli’ye hem de Sayın Erdoğan’a bu konuda çağrıda bulundum. Göreceğiz bakalım nasıl bir şey olacak. Ama dediğim gibi, bazı yerlerde, bazı anlaşmalar yerelde olabilir. Onları henüz konuşmuş değiliz. Ama, “Partilerin bir araya gelmesi suretiyle ortak adaylar belirlenmesi gibi” gibi bir şey yok. ‘İstanbul ve Ankara’ya günü geldiğinde bakılır’Kaynak, BBC / AYŞE SAYINİstanbul ve Ankara Belediye Başkanları Millet İttifakı’nın adaylarıydı. Daha sonra bu iki ismi Türkiye’yi yönetmeye aday gösterdiniz. Şimdi bu isimlerin karşısına İYİ Parti nasıl aday çıkaracak, “Türkiye’yi yönetir ama İstanbul’u yönetemez” mi diyeceksiniz?Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak…Onlara günü geldiğinde bakılır. Amma velakin çıkarıldığı takdirde de, bizim aday gösterdiğimiz kişi ne üzerinden konuşacak? Proje üzerinden konuşacak. Bunlar ocu, şucu, bucu demiyoruz, demeyeceğiz. Eğer ittifaklar üzerinden yerel seçime gidilirse görürsünüz ki aynı oculuk buculuk üzerinden birbirimizi yediğimiz, yerelde insanların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının konuşulmadığı bir seçim olur. Biz buna karşıyız. Bazı el sıkışmaların karşısında olacağız bu sefer. Yönetilemeyen bir sürü şey var. İlginç biçimde HDP bu seçimde 14 Mayıs’a kadar sürekli beyanat verdi. Arkadaşlar köylere, ilçelere gittiklerinde elini uzatmışlar, ‘Teröristin elini sıkmam” demiş seçmen. Bunu biz yenemedik. Seçmenimizin başka alanlara kaymasında çok önemli etkisi oldu. “Kendimi anlatamama ve partimin duruşunu iletememe gibi bir sorunum, sorunumuz var’Konuşmanızda “Milletimizin omuzlarında taşıdığı, umudunu bağladığı bu iki arkadaşımızın, milletimizin bu tarihi çağrısına, kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım. Onlara, bu ateşten gömleği giydiremediğim için, özür dilerim” dediniz. İki belediye başkanına kırgınlığınız var mı? Hayır, benim hiç kimseye kırgınlığım yok. Kendimi anlatamama ve partimin duruşunu iletememe gibi bir sorunum, sorunumuz var. Bizim gibileri cahil, aşağıda gören bir şey var. Ben onu gördüm bu süreç içerisinde. 7 Cumhurbaşkanı yardımcısı olduk. Danışma Kurulu’nun daha doğru olduğu ortaya çıkıyor. Bu iki belediye başkanının sadece yardımcı olarak kalması halinde belki durum biraz daha farklı olabilirdi. Bunları konuşmamız lazımken, “Meral Hanım kalktı, oturdu” kafasıyla gidilirse askerde tez alınır tezkere! Bir kısım arkadaşın yüz ifadesi, ses tonlarıyla “Acaba Tayyip Erdoğan’la anlaştı mı?” demesi kadar incitici bir şey yok. En korkulu zamanlarda uzlaşmamışım da… Çok ayıp bir şey. 7 senedir çektiğim eziyeti herkes biliyor. Evim basıldı, daha ne olsun? “6 kişi rap rap gideceğiz, Türkiye’yi paylaşacağız, böyle bir şey yok’Kaynak, İYİ PARTİMillet İttifakı bitti mi? Bir ittifak çatısı altında seçim işbirliği olmaz dediniz ama yerel düzeyde işbirlikleri olabilir mi? Cumhur İttifakı etle tırnak gibi. Onlar mezara kadar böyle. Biz ayrı ayrı partilerin kendini muhafaza etmeye gayret ettiği bir yapı olmaya çalıştık ama gördük ki buna da tahammül yok. Dolayısıyla tekleştiği, aynılaştırılmaya çalışıldığı bir süreçten geçtik. Bunun kimseye faydası olmadı. Millet İttifakı ya da Cumhur İttifakı genel seçim için 50 artı bir sebebiyle geçerli. Ama yerel seçimlerde böyle bir durum yok. Bu şehirlere dair bir işbirliği. Orada sorun yok. Ama bir şeye zorlanıyor: 6 kişi rap rap gideceğiz, Türkiye’yi paylaşacağız. “Böyle bir durum yok” diyorum. Bütün siyasi partiler ayrı girsin çağrısı yaptım, İnşallah bu yerine ulaşır. Yerelde şuculuk, buculuk üzerinden değil hizmetler üzerinden seçmen farklı farklı oy kullanabilir. Bu Türkiye’yi rahatlatır.İstanbul kaybedilirse bunun faturasının size çıkarılma ihtimali yok mu?Çıkarsa çıksın. Azıcık düşünecek herkes. Siyaset insan odaklı bir iş. Şimdi İYİ Parti olmasa ne olacaktı? 2018’de AK Parti kaç milletvekiliyle Meclis’e girecekti düşünün? Bizim aldığımız oy CHP’den mi, hayır. Yankı odası diye kibar kibar anlattığım şeyler olmamış olsaydı AK Parti’den kopan seçmen bize gelebilirdi. İYİ Parti seçime girmemiş olsaydı İstanbul olacak mıydı kardeşim? O sinerjiden bahsediyorum. İstanbul’da birinci turda 13 bin 500 oy fark var. Bakın bakayım kimlerin oyu o fazlalık. Bizim hissimiz şöyle: Osmanlı’nın subayı Erzurum’a gitmiş, asker isteyecek. Köylü kafayı kaldırmış, önüne gelene savaş açarken benim zürriyetime mi güvendin? Ben CHP’den değil herkesten bahsediyorum. Şimdi eğer biz muhalifsek, bu iktidarı ve bu sistemi değiştirmek istiyorsak, cahil muamelesi yapmayalım birbirimize. Ümit Özdağ’la yapılan gizli protokolden haberdar mıydınız? Hayır, gerçekten haberim yoktu. Biz 17 Mayıs’ta 6 lider bir araya geldik. Kemal Bey, Sinan Bey (Oğan), Ümit Bey gibi arkadaşlarla görüşmek istediğini söyledi. “Görüşebilirsiniz” dedik. Ben Sayın Muharrem İnce Beyefendiyle de görüşmesini istedim. Biz bu görüşmelere yetki verdik. Sonrasında Kemal Bey’in bilgi verdiği dönem oldu. O da meşhur 7 maddelik mutabakat metni. Ben “Bizi ilgilendiren bir durum yok bunun içinde” dedim. Ama İçişleri Bakanlığı mevzusundan vallahi bilgimiz yok. Hiç kimsenin bilgisi yok. Kendi bakanlık kontenjanı. Benim açımdan bir problem yok.Kemal Bey’e bunu sordunuz mu? Böyle bir gizli protokolü imzalanmasını nasıl yorumluyorsunuz?Hayır, ben kimseye hiçbir şey sormadım. Burada ilginç olan şu: Kemal Bey’le Ümit Bey bir protokol imzalıyor. Sonra bu ifşa oluyor. Ben Doğru Yol Partisi’nden ayrılmış, Tansu Hanım’la özdeşleşmiş bir politikacıydım. Ayrıldığımızdan itibaren çok şeye vakıf bir insan olmama rağmen ne Sayın Çiller ne Doğru Yol Partisi hakkında (hiçbir şey konuşmadım)… MHP’ye geçmeme rağmen “Bana emanet” dedim. Hakaret edecek hiçbir şey konuşmadım. O yılların Türkiye’siyle bu yılların Türkiye’sinin geldiği nokta üzerinde çok düşünüyorum. Bizim partimizde her şey şeffaftır. Bana özel söylendi diye konuşulan hiçbir konu doğru değildir. Ben ne biliyorsam herkes bilir. Böyle özel gizemli işler varmış gibi durum yok. Namus meselesine dönersek, bu iki erkeğin birbirine emanet ettiği bir durum. Benim bu işe karışmam, laf söylemem çok doğru değil. Protokol imzalanmadan önce size sorulmalı mıydı?Onlar geçti gitti. Benim için fark etmez. Sorulsa ne olur, sorulmasa ne olur? Geleceğe bakalım. ‘Çok çalışacağım, teşkilat gezeceğim’Önümüzdeki günlerde nasıl bir çalışma içinde olacaksınız?Çok çalışacağım. Uzun bir süre vatandaş odaklı çalıştım, biraz teşkilatlarımızı ihmal ettim. Şimdi teşkilat gezeceğim. Ondan sonra da gittiğim yerlerdeki STK’larla görüşeceğim. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin komşuluk çağrısı oldu. Bu çağrıya dönük ne dersiniz?Bugün benim de bir çağrım oldu Sayın Bahçeli’ye. (Seçimlere) yalnız girmek üzere. Bakalım ne diyecek? Umarım (MHP Genel Başkan Yardımcısı) Semih Yalçın küfür etmez. Hakimler ve Savcılar Kurulu, İmamoğlu davasına bakacak istinaf heyetini değiştirdi. Bu konuda bir yorumunuz olur mu?Ekrem Bey’le ilgili ön kapatmaya yönelik her türlü tasarrufun karşısında elbette demokrasi, hak, hukuk ve adalet açısından olurum.

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın